13 Mart 2014 Perşembe

Özlemek zor, hele bir daha hiç göremeyeceğini bildigin birini özlemek daha zor...
Hani denir ya; karla karışık yağmur,
Tam da böyle bir şey iste,
Aci ile karışık özlem...

11 Mart 2014 Salı


Gün aynı değil ama yaşananlar neredeyse aynı. Yorgunluk var bir de tabi. Neden mi? Uzunca bir liste olabilir bunun için, olmaya da bilir. Sonra kelimeler geliyor, kelimeler ne kadar kimsesiz. Hep birlikte bekliyoruz, aynı şeylerle kodlanmış bir sürü insan. Adam kırmızıysa bekle! Ama o adam bugün sadece kırmızı değil ki, bugün onun yüzü var.
Mesela ‘Hastane koridorunda beklemek’ diye bir şey var. Sadece bekleyenin bildiği. O koridorda umut hiç eksilmez, ‘aksi durumda ne olur’ diye düşünülmez. O nefes kesilmesin diye her şey yapılır, elinden hiçbir şey gelmese bile… Evet hayat devam eder, bekleyen için de hiç haberi olmayan için de. Yemekler yenilir, o yemeklerin tadı olmaz ama, uyunur mesela, uyku gibi olmaz ama, işe gidersin belki, yani evet o görünmez döngü dönmeye devam eder, zayıflar ama devam eder işte. Bazen de o umut, o bekleyiş, yok olur, geriye sadece boşluk, acı…
Ben diyorum, keşke bilmeseydim o ismi, bu ülkede ki bu dünyada ki hiç kimse, ailesinden arkadaşlarından başka hiç kimse bilmeseydi. Kimse ama kimse bilmeseydi de…
Öyle kolay yazılmıyor bugün,
Bugün hayat hiç kolay değil,
Bir sürü şey var bugün,
Hiçbir şey yok bugün,
‘Vicdan’ neredesin bugün?


Elinde ekmeği, çocuk olmak çok zor bugün!
                                                                                                       #berkinelvan