10 Kasım 2011 Perşembe

“Sanat yapıtının teknik yoldan yeniden-üretilebildiği çağda gücünü
yitiren, yapıtın özel atmosferi olmaktadır. Bu olgu bir belirti niteliğini
taşımakta ve anlamı salt sanatın alanıyla sinirli kalmamaktadır. Şöyle
denebilir genelleştirilmek istendiği takdirde: yeniden-üretim tekniği,
yeniden-üretilmiş olanı geleneğin alanından koparıp almaktadır. Bu
yeniden-üretilmesi çoğaltarak, onun bir defaya özgü varlığının yerine, yine
onun bu kez kitlesel varlığını geçirmektedir. Ve yeniden-üretilmiş olanın,
alımlayıcıya bulunduğu konumda seslenmesine izin vermekle, üretilmiş
olanı güncelleştirmektedir. Bu iki süreç gelenek yoluyla aktarılmış olanın
dev bir sarsıntı geçirmesine yol açmaktadır, bu gelenek sarsıntısı, su andaki
bunalımın öteki yüzünü ve insanlığın yenilenişini dile getirmektedir”
(Benjamin, 1983, 55).

Hiç yorum yok: